16 Ekim 2012 Salı

Orta doğu ile yaşanan ticari kriz

2010 yılında Tunus,Mısır,Ürdün ve Suriye'de yaşanmaya başlanan Arap baharı Türkiye ile siyasi ve ticari ilişkileri de etkilemeye başlamıştır.Türkiye, Suriye de başlayan iç savaşa öncelikle Esed yönetimine reformlar sunarak daha ılımlı yaklaşmaya çalıştı fakat bunda başarılı olunamadı.Hem siyasi hem ticari bir krize sürüklenmeye başladı,siyasi krize sürüklenmesi kendi tercihi mi yoksa başka güçlerin! diretmesimiydi orası tartışılacak bir konu.Suriye ile ticaretin Türkiye'nin toplam dış ticaretinde çok önemli bir yeri yok fakat bu yerel düzeyde daha çok öneme sahip.Çünkü Gaziantep Adana Hatay gibi illerin ticaretinde önemli bir yere sahip bir bölgedir  ayrıca mısır ve körfez ülkelerine açılan kapı konumundadır.Bu nedenle bu kriz daha çok nakliyecileri ve tarım ürünleri satışlarını etkilemiştir çünkü can güvenliği olmayan bir ülkeye ürün ihraç etmek oldukça tehlikeli bir durumdu. Bu gibi nedenlerden dolayı  ihracat ve ithalat 2010 yılında gerilemeye başlamış ve 2012 yılında durma noktasına gelmiştir,Adana, Hatay, ŞanlıUrfa, Gaziantep bölgelerindeki birçok küçük firma iflas eşiğine kadar gelmiş ve başka pazarlara yönelmişlerdir,bir sorun da burada çıkıyor çünkü Suriye Mısır'a ve Ürdün'e açılan bir kapı konumunda olduğundan Türk şirketleri ürünlerini orada ki ülkelere taşıyamıyor ve böylelikle Orta doğu ile büyük bir ticari kriz eşiğine gelindi.Bu kriz şuan Türkiye için gelişmekte olan pazarlar arasında olan Rusya ve Çin pazarına yöneltmiştir böylelikle Batıya doğru bir yöneliş olmuştur.Bazı zorda kalan ticaret ve taşımacılık şirketleri de ürünlerini ihraç edebilmek için stratejilerini değiştirme kararı alarak ürünlerini ihraç edebilmeyi planlıyorlar.Şu an Suriye'de ki durumun ne kadar süreceği belli olmadığından uzun vadeli planlar yapılamıyor.Ekonomi ve ticarette de krize yol açıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder